Vali Toprak: Diyarbakır'ın Değerlerini Dünyaya Tanıtmalıyız

25 Kasım 2011 Cuma 11:23
  • Vali Toprak: Diyarbakır'ın Değerlerini Dünyaya Tanıtmalıyız
  • Vali Toprak: Diyarbakır'ın Değerlerini Dünyaya Tanıtmalıyız
  • Vali Toprak: Diyarbakır'ın Değerlerini Dünyaya Tanıtmalıyız
  • Vali Toprak: Diyarbakır'ın Değerlerini Dünyaya Tanıtmalıyız
  • Vali Toprak: Diyarbakır'ın Değerlerini Dünyaya Tanıtmalıyız
  • Vali Toprak: Diyarbakır'ın Değerlerini Dünyaya Tanıtmalıyız
  • Vali Toprak: Diyarbakır'ın Değerlerini Dünyaya Tanıtmalıyız

Diyarbakır’ın turizmde hak ettiği yeri alması için oluşturulan Diyarbakır Turizm Platformu, ikinci toplantısını Karacadağ Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak’ın başkanlığında Karacadağ Kalkınma Ajansı Hizmet Binası’nda gerçekleştirildi.

        
Toplantıya Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç, Diyarbakır Vali Yardımcısı Mustafa Can, Karacadağ Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. İlhan Karakoyun, Sur Kaymakamı Mustafa Kılıç, Eğil Kaymakamı Murat Büyükköse, Dicle Kaymakamı Çağlayan Kaya, Vakıflar Bölge Müdürü Metin Evsen, Büyükşehir Belediye Başkanlığı Kültür Turizm Daire Başkanı Muharrem Cebe, platformun kamu, özel sektör ile sivil toplum kuruluşlarından oluşan üyeleri katıldı.
Toplantıda Diyarbakır’ın sahip olduğu kültür ve turizm potansiyelinin ortaya çıkarılarak değerlendirilmesi, sürdürülebilir bir turizm yaklaşımını geliştirmek amacıyla nelerin yapılması gerektiği ve turizm sektöründeki girişimci ve yatırımcıların sorunları ile Diyarbakır Turizm Stratejisi Eylem Planı 2011-2016, İzmir Travel Turkey 2011 ve EMITT 2012 fuarlarına ilişkin hazırlıklar ele alındı.
         
Vali Toprak: Değerlerimizi Koruyarak Geleceğe Taşımalıyız

Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak yaptığı konuşmada, turizmin genel tanımı içerisinde her ne kadar insanların bir yerleri gezip görmesi var olsa da özellikle Diyarbakır için çok daha başka bir anlam ifade ettiğini söyledi. Vali Toprak, “Diyarbakır, gezip görülecek bir turistik coğrafya olmanın yanında, yaşanılası bir kent olma özelliğine sahip apayrı bir değerdir. Dolayısıyla Diyarbakır’da turistik ve kültürel değerlerin turizme kazandırılması ve turizm altyapısının başta ülkemiz olmak üzere tüm dünyaya anlatılması ve tanıtılması gerekiyor. Elbette bu tanıtımı yaparken bir yandan da bu değerlerin çok iyi bir şekilde korunarak geleceğe taşınması icap ediyor” dedi.
Toplantıya iştirak eden ve çeşitli alanlarda turizm odaklı faaliyetler yürüten gerek kamu ve gerekse özel sektörden kişilere teşekkür eden Vali Toprak, Diyarbakır’ın kültürel kazanımlar noktasında ve bunların turizm değeri olarak ortaya sunulmasında çok önemli bir altyapı sağladığını söyledi. Ancak bu değerlerin farkındalığına çok geç varıldığını aktaran Vali Toprak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Geçmişte bunların farkında olabilseydik; ne surlar bu halde olurdu ne de diğer tarihi eserlerimiz bugünkü konumunda olurdu. Bu farkındalıkta geç kalmamış olsaydık, belki bugün bu eserlerimiz çok daha iyi bir noktada olur ve bizler de bugün turizme dair çok daha farklı konuları konuşuyor olabilirdik. Yine de bugüne kadar görev yapmış olan hem özel kesimden arkadaşlarımıza hem de kamu kesiminden arkadaşlarımıza ve turizm dinamiklerimizi oluşturan bütün camiamıza teşekkür ediyorum. Çünkü her şeye rağmen geçmişte taş üstüne taş konulmamış olsaydı söz konusu eselerimiz belki çok daha harap ve hatta yok olmuş olabilirdi. Mesela Diyarbakır Surları, geçmişte yapılan restorasyon çalışmalarını beğenmesek de bugün dünyada korunarak ayakta kalmış ve şehir yaşamının da içinde olduğu ender yapılardan biri ve belki de tek yapıdır. Roma'da bile şuan o ünlü Collesium ve etrafındaki birkaç parça surun dışında ayakta kalmış fazlaca bir yapı göremezsiniz. Onun için Diyarbakır üzerinde barındırdığı bu güzellikleri geleceğe mutlaka koruyarak taşımak zorundadır. Bunu yaparken de turizm açısından bundan azami ölçüde faydalanabilmeliyiz.”
Turizm değerlerinin korunması ve tanıtılması noktasında birlikte hareket edebilecek,  mevcut güçleri bir araya getirebilecek ve koordinasyonu sağlayacak her türlü imkânın mevcut olduğunu ifade eden Vali Toprak, bütün bunları yapmak için gerekli olan en önemli şeyin ilin dinamikleri olarak turizm alanında kendi konumlarını iyi bilmek gerektiğini söyledi. Vali Toprak, “Biz turizmin neresindeyiz, sahip olduğumuz değerler ve eserler nelerdir, nerelerde ne gibi çalışmalar yapmamız gerekiyor, kentimiz turizme açıldığında gelebilecek turistleri konuk etmek için konaklama, yeme içme ve diğer noktalarda altyapımız hazır mı? gibi soruların net bir şekilde cevaplarını bilmemiz ve ortaya koymamız gerekiyor. O halde hepimizin sahip olduğu gücü ve enerjiyi bir araya getirmemiz gerekiyor. İşte bütün bu sorulara ve sorunlara aranan cevaplar neticesinde bugün bu Turizm Platformunu ortaya çıkararak sürdürülebilir bir şekilde çalışmaya başlamış olduk. Belki sık sık bir araya gelme şansımız olmadı, ama alt komisyonlar şeklinde çok önemli çalışmalar yapıldı. Bunları biz de yakinen takip ediyoruz. Orada bir karar daha aldık. Kalkınma Ajansımızın sekretaryasında bu işler yürütülürse daha iyi ve daha verimli olur diye düşündük” dedi. 

Bir yola çıkmak için hedefin ne olduğunun bilinmesinin çok önemli olduğunu söyleyen Vali Toprak, “Bu meyanda 2011-2016 Turizm Stratejisi ve Eylem Planının da hazırlık çalışmalarına aynı anda başladık. Arkadaşların yapmış olduğu çalışmalar ve sizlerin vermiş olduğu destekler ve eleştirilerle birlikte ortaya konulan katkılar sayesinde ortak bir metne ulaşıldı. Birazdan oluşturulan bu metin tanıtımını görevli arkadaşlarımız sizlere bir sunumla takdim edeceklerdir. Sonuç itibariyle diyoruz ki, biz hangi değerler üzerinde olduğumuzu bilelim ve bunları hepimizin enerjisi ve katkısıyla sürdürülebilir bir çalışma ortamında toplanarak, her bir kurumun ne yapması gerektiğini kaynakları da ortaya koyarak belirleyip yolumuza devam edelim. Şimdiye kadar maalesef elimizde ne yapmamız gerektiğini gösteren bir plan, bir belge olmalı ki, neyi nasıl yapacağımızı bilerek bocalamadan rahatça hareket edebilelim” dedi. 

Dışarıdan Diyarbakır’a gelen insanların kafasında bir şekilde oluşmuş önyargıları nedeniyle Diyarbakır’da kalmayı düşünmeden günü birlik hareket ederek başka şehirlerde konaklamayı tercih ettiklerini aktaran Vali Toprak, “her şeyden önce bu önyargıyı ortadan kaldırmamız gerekiyor. Bunu da ancak bizler yapabiliriz. İnsanların buraya gelip gitmesini sağlamak için buranın güzelliklerini, insanının sıcaklığını ve insicamını ön plana çıkarmamıza gerekiyor. İnsanların sadece ekranlardan izleyerek kafalarında oluşturdukları Diyarbakır şablonunu yıkmamız gerekiyor. Diyarbakır’ın sadece o ekranlarda gösterildiği gibi kötü olayların olduğu bir şehir olmadığını, bunların sadece münferit ve lokal bazda gerçekleşen ve her yerde olması muhtemel adli vakalar olduğunu elimizdeki her fırsatı kullanarak dışarıya aktarmamız gerekiyor” dedi.

Turizm Planlarını İlçelere de yaymamız gerek

Diyarbakır’ın bir geçiş sürecinde olduğunu ifade eden Vali Toprak, bu konuda her kurumun üzerine görevler düştüğünü aktararak; resmi veya özel her bir kurumun kendilerine düşen görevi yerine getirdiğini, ancak ortada bir dağınıklık olduğunu bunu da herkesin kabul etmesi gereken bir gerçek olduğunu söyledi. Vali Toprak, “Ben Valilik olarak dağınık çalışıyorum, Belediye dağınık çalışıyor, Üniversite dağınık çalışıyor… Tabi aslında hepimiz çok iyi niyetlerle ve çok güzel işler yapmaya çalışıyoruz. Ama bu gücümüzü, bu enerjimizi birlikte kullanabilirsek çok daha iyi şeyler yapabileceğimizi düşünüyorum. Az önce ifade ettiğim gibi birazdan arkadaşımız bize “Diyarbakır Turizm Stratejisi ve Eylem Planı” adında bir sunum yapacak. Burada belki unutulmuş olan veya başka eksiklikler varsa, bunları sizlerin de katkılarıyla tamamlayarak; kimin, nerede ve nasıl bir şekilde katkı sağlayacağını da belirlemiş olacağız. Bu arada şunu da ifade etmemiz gerekiyor, Diyarbakır, hem inanç turizmi açısından, hem tarih ve kültür turizmi açısından, hem de doğa turizmi açısından önemli güzelliklere sahip. Ancak bakınız Çermik’te kaplıcalar var. Sadece kaplıcalar değil, mesela Haburman Köprüsü var. Çok güzel bir şelalesi var. Ayrıca bizim kültür merkezine çevirmeyi düşündüğümüz eski bir hamam var. Silvan da Hassuni mağaraları var, Ergani’de Çayönü, Hilar ve Zülküf Peygamber Makamları var. Eğil keza söylemeye bile gerek yok. Sahip olduğu güzellikler ve tarihi değerler belli. Yani demek istediğim biz bu turizm planlarını yaparken sadece il merkezli düşünmemiz gerekiyor. Bunu dengeli bir biçimde ilçelere de yaymamız gerek. Çerçevemizi genişletmeliyiz. Destinasyon noktalarını birlikte bölgesel ve yöresel olarak düşünmemiz gerekiyor. Diyarbakır’a gelen bir turistin sadece Diyarbakır için değil, Mardin, Batman, Şanlıurfa için de geleceğini hesap ederek güzergâhlar tespit etmeliyiz ve alanlar oluşturmalıyız. Bu destinasyon noktalarını önceden belirlemeliyiz ki, hazırlayacağımız broşürlerde ona bir günlük, iki günlük, üç veya beş günlük tur tekliflerini sunabilelim. Bunu yapabilirsek, Diyarbakır’a ister turizm amaçlı, ister iş amaçlı, isterse başka hangi amaçla olursa olsun gelen her turistin her misafirin bir nebze olsun bunaldığı anda bu gibi alternatiflerle rahat etmesini ve buna iştirak etmesini sağlamış oluruz. Evet, yani bir insan Diyarbakır’a sadece iş için gelmişse bile bu insanı bir şekilde ilimizi gezebilmesi için yönlendirmemiz gerekiyor. Çermik’e gidecek, Silvan’a gidecek, Çüngüş’e gidecek, Hani’ye gidecek, Eğil’e gidecek… Mesela Ergani’ye gidecek ve orada on binlerce yıl önce ilk tahılın üretildiği alanı görme şansına ulaşacak. Medeni yaşamın ilk filizlendiği Hilar Mağaralarını görecek. Oradan çıkacak, Zülküf Peygamber Makamı’nı, Enüş Peygamberin Mezarını ziyaret edecek. Silvan’a gidecek, Anadolu’daki modern yerleşimin ilk örneklerinden olan Hassuni Mağaralarını görecek, tarihi konakları ve kaleleri görecek. Lice’de Bırkleyn Mağaralarını görecek. İşte tüm bunların altyapısını bir an önce sağlamamız gerekiyor” dedi. 
Diyarbakır’dan çok daha az tarihi kültürel mirasa sahip olan illerin turizm potansiyelleri bakımından Diyarbakır’dan çok daha iyi durumda olduklarına dikkat çeken Vali Toprak, bu durumun oluşmasında, geçmişten geleceğe herkesin eksikleri olduğunu söyledi. Vali Toprak;  “Tüm bu değerlerimizin yazılı envanterini oluşturma konusunda biran önce harekete geçmeliyiz. Biz bir taraftan bu platformu oluşturarak, bir taraftan da tüm arkadaşların katkısıyla geleceğe yönelik olan 5 yıllık turizm stratejisini ortaya çıkarmaya çalışmamız gerekiyor. Tüm kurumlarımız bu konuya destek veriyorlar. Bakınız sadece Karacadağ Kalkınma Ajansımız aracılığıyla geçen yıl 10,5 Milyon TL kaynak verdik. Bunun kaynak kullanıcıların sağladığı eş finansmanı da var. Yine bu sene 6,2 Milyon TL kaynak ayırdık ve bunu biraz daha arttırdık. Tabi bunlar Diyarbakır ve Şanlıurfa İllerimiz için ayrılan kaynaklar. Sadece Kalkınma Ajansımızın son bir yıl içerisinde sağladığı kaynağı 15 milyon TL olarak ifade edebilirsek, bunun 7,5 milyon TL’si Diyarbakır’ımızdaki kâr etme faaliyeti olmayan kuruluşların envanterinde bulunan kültürel varlıklarımızın restorasyonu ve rölevesi için harcanmıştır. Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığımızın önemli katkıları var. Emlak vergisi paylarından belediyelerimize ve mahalli idarelere verdiğimiz katkılar var. Tüm bunların yanında belediyelerimizin kendi kaynaklarıyla oluşturdukları katkılar var. Üniversitemizde ne kadar konferans, seminer ve sempozyum yapılabilirse, İlimize dışarıdan o kadar çok misafir gelir, burayı tanır ve gittiği yerlerde tanıtır. İlimiz üzerinde oluşan önyargıları ancak bu şekilde kırabiliriz. 

İçkale’de 3 Binanın Restorasyonu İçin İhaleye Çıkacağız

Otellerimizin mevcut durumlarının arzu ettikleri noktada olmadığını aktaran Vali Toprak, “Örneğin 500 kişilik bir sempozyum yapılmak istediğinde ve bunun alt çalıştayları olması durumunda yeterli mekanı sağlama noktasında zorlanıyoruz. Cahit Sıtkı Kültür Merkezimiz de bu eksikliğin giderilmesi konusunda tam olarak yeterli olamıyor. Belki daha büyük bir merkeze ihtiyacımız var.  Üniversitemizin Kongre Mekezi bu konuda önemli bir ihtiyacı görüyor. İçkale’deki dört binanın restorasyon ve onarımları tamamlandı. Şimdi 3 binanın ihalesine çıkıyoruz. Ama bu çalışmalar çevre düzenlenmesi yapılmadığı takdirde bir mana ifade etmez.  O çevredeki kentsel dönüşümün biran önce hayata geçirilmesi lazım.  Ben iddia ediyorum, sadece İçkale bile çok önemli bir turizm potansiyeline sahip. Bu manada oradaki Roma Hamamı, Anfi Tiyatro ve Artuklu Sarayı gibi eserleri biran önce gün ışığına çıkarmalıyız.  Bu konuda önemli çalışmalarımız devam ediyor. Kalkınma Ajansımızın katkılarıyla Büyükşehir Belediyemiz, İzzet Paşa Caddesi’nin sokak sağlıklaştırmasını yapacak.  Bu kapsamda parke taşlarıyla, tretuvarlarıyla ve giydirilmiş binalarıyla böyle bir yer bir turistin gözünde çok güzel bir yer imajı uyandıracaktır.  Turist sadece taş binalara bakmaz, bu yüzden tüm o çevreyi alışveriş mekânlarıyla, kadınlarımızın el sanatlarının sergilendiği şık tezgâhlarla donatmamız gerekiyor. Turizmden gelir elde etmenin, şehri tanıtmanın yegâne unsurları bunlardır. Artık Diyarbakır’a gelen misafir, sadece tatlı götürmek zorunda kalmamalı. Tanıtım konusundaki eksiklerimizi biran önce gidermeliyiz. Şehirdeki her işyeri buna katkı sağlamalı. Broşürlerle, kitapçıklarla, şehrin tüm güzellikleri tüm değerleri gelen insanlara tanıtılmalıdır. Tüm bu çalışımlar bölüm bölüm bir program dâhilinde muntazam ve disiplinli bir şekilde yapılmalı. Diyarbakır’ın Turizm projesinin barışa, dostluğa ve birliğe katkı veren bir proje olmasını diliyorum. Diyarbakır’a gönül verip bugün burada bir araya gelen siz değerli katılımcılara ayrı ayrı teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum” dedi.

Karakoyun: Diyarbakır’ın potansiyelini yeterince değerlendiremiyoruz

Karacadağ Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. İlhan Karakoyun ise, Diyarbakır’ın kültür ve turizm açısından büyük bir potansiyeli olduğunu ancak bunun yeterince değerlendirilmediğini belirterek Mardin, Şanlıurfa, Adıyaman gibi illerin turizm açısından Diyarbakır’ın daha önünde olmasının bunun en açık kanıtı olduğunu söyledi. Karakoyun, “turizm açısından bu bölgedeki aktörler olarak bize düşen, bu potansiyelin farkına varıp bunu ortaya çıkarmak ve daha etkin bir şekilde kullanmaktır. Bunu yapabildiğimiz takdirde bölgemizin en önemli sorunlarından bir olan işsizliğe de istihdam yaratmak suretiyle kısa vadede bir çözüm üretmiş oluruz” dedi.

Turizm sektörünün gelişmesi için sadece Valiliğin, Belediyenin, Vakıfların veya diğer ilgili kurumların tek başına yapacakları çalışmaların yeterli olmayacağını aktaran Dr. İlhan Karakoyun,  Turizmin gelişmesi için sadece kamu kurumları değil, içinde özel sektörden diğer sivil toplum kuruluşları ve mesleki teşekküllere kadar herkese sorumluluk düştüğünü söyledi.  Son yıllarda Türkiye’de turizme çok ciddi bir ağırlık verildiğini aktaran Karakoyun, bölgede de ciddi yatırımlar olduğunu ancak bunların birbirinden kopuk olarak ilerlediğine dikkat çekti. Yapılan bu tür çalışmaların ciddi bir koordinasyona ihtiyaç duyduğunu ifade eden Karakoyun, aynı zamanda ciddi bir strateji içerisinde yürütülmesi gerektiğini söyledi.