Güneydoğu Anadolu Bölgesi Çevre Sorunları Sempozyumu Gerçekleştirildi

24 Mart 2015 Salı 18:15
  • Güneydoğu Anadolu Bölgesi Çevre Sorunları Sempozyumu Gerçekleştirildi
  • Güneydoğu Anadolu Bölgesi Çevre Sorunları Sempozyumu Gerçekleştirildi
  • Güneydoğu Anadolu Bölgesi Çevre Sorunları Sempozyumu Gerçekleştirildi
  • Güneydoğu Anadolu Bölgesi Çevre Sorunları Sempozyumu Gerçekleştirildi
  • Güneydoğu Anadolu Bölgesi Çevre Sorunları Sempozyumu Gerçekleştirildi
  • Güneydoğu Anadolu Bölgesi Çevre Sorunları Sempozyumu Gerçekleştirildi
  • Güneydoğu Anadolu Bölgesi Çevre Sorunları Sempozyumu Gerçekleştirildi
  • Güneydoğu Anadolu Bölgesi Çevre Sorunları Sempozyumu Gerçekleştirildi
  • Güneydoğu Anadolu Bölgesi Çevre Sorunları Sempozyumu Gerçekleştirildi
  • Güneydoğu Anadolu Bölgesi Çevre Sorunları Sempozyumu Gerçekleştirildi
  • Güneydoğu Anadolu Bölgesi Çevre Sorunları Sempozyumu Gerçekleştirildi

Dicle Üniversitesi Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜÇAM) öncülüğünde, Diyarbakır Valiliği, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Ajansımızın, DİÇEV Çevre Teknolojileri Limited Şirketi ve ÇEVSAN işbirliğiyle 24-25 Mart 2015 tarihleri arasında düzenlenecek olan “Güneydoğu Anadolu Bölgesi Çevre Sorunları Sempozyumu” açılış programı Dicle Üniversitesi Kongre Merkezinde gerçekleştirildi.

Programa Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Kutbettin Arzu, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, Dicle Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Ayşegül Jale Saraç, Vali Yardımcısı Kürşat Güleryüz, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇED Genel Müdür Yardımcısı Kemal Dağ, Ajansımız Genel Sekreter Vekili Dr. Hasan Maral, DÜÇAM Müdürü Prof. Dr. Kemal Güven, STK temsilcileri ile öğrenciler katıldı.

Toplantıda konuşan Vali Aksoy çevrenin hepimizin duyarlı olması gerektiği alanların en başında geldiğini söyleyerek çevre kirliliğinin özellikle son yıllarda arttığını belirtti. Vali Aksoy konuşmasına şöyle devam etti: “Çevre kirliliğinin nedenlerine baktığımızda dünya nüfusunun hızla artması, hızlı kentleşme ve sanayileşme gibi birçok nedeni sıralayabiliriz. Bunlar gerçekleşirken maalesef çevreye ve doğal yaşama verdiğimiz zararları da beraberinde görebiliyoruz. Bunu en asgariye indirmek ve devraldığımız çevreyi bizden sonraki kuşaklara aynı şekilde aktarabilmek hepimizin ortak görev ve sorumluluğudur. Bu konuda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de birçok çalışma yapılmaktadır. Bu çalışmalar yürütülürken üniversitelerimiz, STK’larımız ve bu konuda görev üstlenmiş kurumlarımız hep birlikte bir gayretin içerisindeyiz. Bu çalışmalar gerçekleşirken birçok kurum ve kuruluşun destek vermesi ve bu çalışmaları da beraber yürütmesi de büyük önem taşımaktadır. Anayasamızın 56. maddesine baktığımızda “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir” denilirken sağlıklı çevrede yaşamayı bir hak olarak öngörmektedir. Yine anayasamızın devam eden maddesinde çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşın ödevi olduğunu belirtmektedir. Çevre sorunlarını sadece bir bölgenin sorunları olarak görmemeliyiz. Çevre sorunu tüm dünyanın en önemli sorunudur ve sadece bir noktayı değil birçok noktayı etkileyecek boyuttadır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi olduğu için sempozyum bizler açısından çok önemlidir. Çünkü biz sadece Diyarbakır’da çevre sorunlarını konuşup tartışırsak ve Diyarbakır içinde buna çözüm üretirsek eğer çevre iller bir çözüm üretmemişse, bu bize tekrar sorun olarak yansıyacaktır. Bunun için bir bütün olarak bu sorunu ele almanın ve sorunlara çözüm üretmenin bölgesel anlamda önemi vardır. Orman ve Su İşleri Bakanlığımız bütün nehirleri gündemine alarak nehirlerimizin kirlenmemesi ve sağlıklı bir şekilde sürdürülebilir anlayışla devam etmesi için bir çalışma başlattı. Yaklaşık 2 yıldır bu yönde ciddi çalışmalar yapılmaktadır. Bu nehirlerimizi korumak ve bizden sonraki nesile bırakmak hepimizin ortak sorumluluğudur. Büyükşehir Yasasıyla birlikte, Büyükşehir belediyesinin şehrin tamamından sorumlu olduğu yönetim şeklinde özellikle çevre sorunları ile ilgili çok daha hızlı bir çalışma yapma imkanı bulmuş olacağız. İlimizin tamamı Büyükşehir Belediyesinin sorumluluğuna geçince bu sorumluluğu hissederek başta katı atık daha sonra da arıtma tesisleri olmak üzere çeşitli alanlarda çalışma yapma gayreti içerisine girildi. Büyükşehir Belediyeleri ilçe belediyelerine oranla hem bütçe olarak hem de teknik donanım olarak daha güçlü. Bazı projelere de gerek Avrupa Birliğinden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı üzerinden aktarılan kaynaklar var. Bu kaynaklardan Diyarbakır da yararlanmaktadır. Bir bütün olarak gerek yerel kaynaklar gerekte Bakanlıkların ve Avrupa Birliğinin vereceği kaynaklarla çevre sorunlarını en aşağı seviyeye indirmek hepimizin görevidir.” 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Kemal Dağ, hava kirliliği, su kirliliği, kentleşme, göç ve çevre gibi önemli konuların ele alınıp tartışılacağını ve sonuçlar çıkarılacağını söyledi.

Saraç: Üzerimize Büyük Sorumluluk Düşüyor

Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç ise insanlığın varoluşundan bu yana çevresini her zaman kendi ihtiyaçlarına göre dizayn ettiğini ve bu süreç içerisinde de insanın çevreden, çevreninde insandan etkilendiğini söyledi. Türkiye’nin sahip olduğu ekosistem ve HABİTAT özellikleri ile biyolojik zenginlik açısından dünyanın en zengin ülkelerinden birisi olduğunu söyleyen Rektör Saraç, bölgemize baktığımızda ise tablonun çok daha güzel olduğunu ve bu zenginliklerin gelecek kuşaklara aktarılması konusunda da üzerimize büyük sorumluluk düştüğünü söyledi.

Kışanak: Çevre Sorunlarını Erteleyemeyiz

Programda konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ise çevre ile ilgili yaşadığımız sorunların ertelenecek, zamana bırakılacak bir durumunun kalmadığını belirterek insanoğlunun yaptığı yanlışları dünyanın artık taşıyamadığını söyledi. Çağımızın en temel haklarından birisinin de sürdürülebilir bir çevre de yaşama hakkı olduğunu söyleyen Kışanak, yaptığımız yanlışların ve eksikliklerin başkalarının hakkını gasp etmek olarak görmemiz gerektiğini ve bu bilinçle yaşamamız gerektiğini söyledi.

Arzu: Sürdürülebilir Üretim Zinciri Planlıyoruz

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Kutbettin Arzu ise çevre sorunlarının kendisini hissettirmeye başladığını ve eğer önlem alınmaz ise telafisi olmayan sonuçların yaşanacağını söyledi. Bakan Yardımcısı konuşmasına şöyle devam etti; “2050 yılında dünya nüfusunun 9 milyar olacağı tahmin ediliyor. Bu nüfusun sağlıklı beslenebilmesi için tarımsal üretimin yapılması gerekiyor. Bu konuda bakanlık olarak sürdürülebilir, doğaya ve çevreye saygılı,  tarladan sofraya kadar hijyenik şartlarda gerçekleşen bir üretim zinciri planlıyoruz” dedi.