Ajansımız Genel Sekreteri Dr. Hasan Maral, ajans olarak 2009 yılından bu yana Diyarbakır ve Şanlıurfa'nın ekonomik ve sosyal kalkınması adına birçok projeye destek verdiklerini söyledi. Ajansın yürüttüğü mali destek programlarıyla özellikle sanayi alt yapısının iyileştirilmesi ve bölgede potansiyel barındıran yerel ürünlerin çoğaltılmasından pazara sunulmasına kadar birçok alanda hem teknik hem de uygulamaya yönelik proje destekleri verdiğini aktaran Maral, söz konusu iklim odalarının da uygulamaya dönük bir proje olduğunu ifade etti.
Maral: Kovid-19’a Karşı Hızlı Bir Reaksiyon Aldık
Maral, Kovid-19'un 2020 yılının Mart ayından itibaren Türkiye'de görülmesiyle Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda hızlı bir aksiyon aldıklarını ve bu kapsamda "Kalkınma Ajansları Kovid-19 ile Mücadele ve Dayanıklılık" programını uyguladıklarını ifade ederek, bunun özel nitelikli bir mali destek programı olduğunu vurguladı. Bu çerçevede salgının etkilerini minimize edecek, kurumlardan gelecek proje paketlerini destekleme karan alındığına işaret eden Maral, bu kapsamda GAP UTAEM'in sunduğu projenin kabul edilerek desteklendiğini bildirdi. Salgının dünyada yaygınlaşmasıyla birçok ülkenin farklı tedbirler aldığına ve tedarik zincirinde kırılmaların yaşandığına dikkati çeken Maral, şöyle konuştu: "Ülkeler gıda güvenliğini kendi ölçeklerinde güvence altına alabilmek için değişik stratejiler geliştirdi. Özellikle ülkemizde ithal tohumluk temini noktasında sıkıntılar yaşanmaya başlandı. Kendi gıda güvenliğimizi sağlama, temin altına alma anlamında bu projenin çok önemli olduğunu gördük. Tesis hem yerli ve milli tohum üretimini artıracak hem de Türkiye'de yerli ve milli tohum kullanım oranını artırmış olacak. Aynı zamanda dışa bağımlılıktan bizi kurtardığı gibi ıslah sürelerinin de ciddi anlamda düşmesine katkı sunacak. Çünkü burada doğaya uyarlanmış iklim koşullarında 50 gün gibi kısa bir periyotta bir elit tohumluğu hasat edebilecek duruma geliyoruz ve bu bir yıl içerisinde 5 hasat gibi ciddi bir oran demek. İklim odalarında sadece tahıl ve baklagiller değil aynı zamanda başka ürünler de ıslah edilebilecek.”
Sümerli: Gıda İleride Yaşanabilecek Sıkıntıları Bertaraf Edeceğiz
GAP UTAEM Müdürü Mehdi Sümerli de bitki- sel üretimde tedarik zincirinin en önemli halkasının tohumluk üretimi olduğunu ve bu tohumlukların hızlı bir şekilde üretilmesi gerektiğini söyledi. Projeyi, salgın nedeniyle bölgede ve Türkiye'de gıda tedarik zinciriyle ilgili oluşabilecek olumsuz etkileri minimize edebilmek ve yeni yaklaşımlar geliştirmek amacıyla hazırladıklarını belirten Sümerli, "Odalarda, özellikle tohumluk üretiminde ileride yaşanabilecek sıkıntıları bertaraf edebilecek bir ortam var. Hem iş gücünden hem zamandan tasarruf sağlanacak hem de kısa sürede neticeye varılması sağlanacak. İklimlendirme odalarımız hem bölgemiz hem de ülkemiz tarımına çok büyük katkılar sağlayacak." diye konuştu. Islah çalışmalarında yer alan mühendislerin açık alanda zorluklarla karşılaştıklarını anlatan Sümerli, az sayıda tohumu olan genetik potansiyeli yüksek endemik bitkilerin arazi koşullarında çoğaltılmasının don, sel yangın, dolu, aşın yağış gibi bazı doğal risklerinin bulunduğunu bildirdi. Sümerli, bu tür tehlikelere maruz kalınması sonucu emeklerin boşa gitmesinin de söz konusu olduğunu aktararak, "Ama burada kontrollü şartlarda, herhangi bir tehlikenin olmadığı, her şeyin kontrol altında olduğu, sıcaklık, nem ve ışığın tamamıyla kontrol edilebileceği bir üretim yapılacak ortam mevcut." dedi. "İklim odaları son teknolojinin kullanıldığı tamamıyla kontrollü şartlarda ıslah çalışmaları ve üretimin yapılabildiği odalardır." diyen Sümerli, çiftçilerin artık 15 yıl beklemek yerine 5 yılda istediği çeşide ulaşabileceğini kaydetti. Sümerli, kısa sürede çok daha verimli çeşitler elde edileceğini dile getirerek, "Bütün bu çalışmalar çiftçimizin çok daha verimli çeşitlere ulaşmasını sağlamak, çiftçinin ekonomik seviyesini yükseltecek çalışmalara vesile olmak için." şeklinde konuştu.
GAP UTAEM'de ziraat yüksek mühendisi Mustafa Okan, bölgeye ait yıllardır çiftçi elinde tarımı yapılan 110 yerel makarnalık köy çeşidi üzerinde çalıştığını söyledi. Yapılan çalışmayla bölgenin temel sıkıntısı olan sıcaklık stresinden kaynaklanan verim kayıplarının önlenmesinin amaçlandığını aktaran Okan, sıcaklık stresine dayanıklı olduğunu tespit ettikleri köy çeşitlerini melezleme çalışmalarında kullanacaklarını belirtti. Okan, "Eğer bu çalışmayı arazi şartlarında yapmış olsaydık iki yıl sürecekti. Çalışmayı iklim odasında yaptığımız için 2 ay gibi kısa bir süre zarfında sıcaklık stresine maruz bırakarak dayanıklı genotipleri tespit edebileceğiz." ifadelerini kullandı.